23 Mart 2015 Pazartesi

Tırnak İçinde Ölüm / Svetlana Boym

S. 250

Şairenin Ölümü

“Şaire”: Eksiklik, Fazlalık ve Estetik Müstehcenlik

Adalis ve Marina Tsvetayeva kadın kâhinlerdir, Sofia Pamok da öyle. Onların kehanetleri evde işlenmiş oya gibidir… Kadın şairlerin şiiri kulakları tırmalayıp, tarih duygusunu rencide ederek en yüksek perdeden çınlamaya devam etmektedir.

Osip Mandelstam, “Edebi Moskova”

Komsomollu kız, sözgelimi Tsvetayeva’yı almaya son derece kararlı içeri girdi. Birisi ona, Komsomollu kıza, anlatmalı, kitabın gri kapağındaki tozu üfleyip: “Yoldaş, çingene lirizmine meraklıysan, bana düşmez ama, sana Selvinski’yi önereyim. Konu aynı, ama bak nasıl da iyi işlemiş! Tek kelimeyle bir erkek tarafından yazılmış!”

Vladimir Mayakovski,
“Şairleri İtham Etmeden Bir Duralım Bakalım”

Marina için kim entelijensiyanı üyesi diyebilir ki? Tıpkı ona “şaire” demek kadar aptalca olur bu. Ne tiksindirici bir söz!

Marina Tsvetayeva, Soneçka’nın Hikâyesi

“Şaire” sözcüğü “şair”den türetilmiştir; “şair”in sonuna bir fazlalık, bir “kötü beğeni” belirtisi, br kültürel aşağılık göstergesi olarak dişilik belirten bir sonek iliştirilmiştir. İçinde yaşadığımız kültürde “şair” tarafından yazılmış metinler, “şaire” tarafından yazılmış metinlerden farklı okunur. Okurun zihninde, -dilbilgisel açıdan eril olan- “şair” sözcüğü kültürel anlamda nötr, belirtisiz olarak algılanırken, “şaire” rahatsız edici bir biçimde toplumsal cinsiyet belirtir. Mandelstam “Edebi Moskova” başlıklı denemesinde şairenin takındığı kültürel maskenin vasıflarıyla ilgili şiirsel bir sentez sunar; aşırı lirik yüceltme, istismar sayılacak kadar zor metafor kullanımı ve tarih duygusu ya da tarihsel sorumluluk duygusunun eksikliği bu vasıflar arasındadır.*

S.251

Şaire tarih dışı ve aşırı öznel olmanın yanı sıra, kendi küçük duygu evinden dışarı adım atıp dilin tarafsız nesnelliğine girmekten âcizdir. O evde dokumak için fark etmeden yanlış kumaşları –iplik yerine sözcükleri – seçmiş yüce bir edebi dokumacıdır.

Şaire eksantrik Rus kadın kahramanlarından biri olmakla kalmaz; Avrupa ve Amerika’da on dokuzuncu ve yirminci yüzyıl başında ortaya çıkan ve bugün de varlığını sürdüren ortak bir kültürel miti yansıtır. Bu bağlamda, şaire ne kadın-şairin, ne de kadınsı/feminist/kadınyazı(sı)nın temel özelliklerini cisimleştirir. Şaire de devrimsel şair gibi, daha ziyade, kültürel bir maske olarak, çağdaş commedia dell’arte’ nin veya modern kültürün vahşet tiyatrosunun o kadar da göz alıcı olmayan bir maskesi, bir kadın kahraman maskesi olarak görülür. Ben kadınlığa yaklaşımımda, şimdilik Julia Kristeva’nın “Kadın katiyen bu değildir” (la femme, ce n’est jamais ça) ifadesine katıldığımı belirtmeliyim.* Bununla birlikte, dişil olanın çoğulluğundan çekip çıkarılarak şeyleştirilen ve kültürel bir mit haline gelen belli vasıflar vardır. Rus ve Avrupa edebiyatından bir dizi temsil edici metni üst üste koyarak söz konusu mitin izini sürmek mümkündür. Dahası kültürel mit sadece kadının sanatsal temsilini etkilemekle kalmaz, daha genel düzeyde, esneklik ve beğenilerinizi ve değer yargılarınızı da şekillendirir.

Mandekstam edebiyatta kadınlığı, gerçek (erkekçe) şiirin özünü oluşturan şiirsel buluşu ve kolektif hatıraları farkında olmadan parodileştirmenin tuhaf bir yolu sayar.

Şiirde kadının payına, kelimenin en ciddi ve en düz anlamıyla muazzam bir parodi hissesi düşmüştür. Kadın şiiri şiirsel buluşları buluşların ve hatıraların bilinçsiz bir parodisidir. Moskovalı şairlerin çoğu metaforun gazabına uğramıştır. Bu biçare İsis’ler benzetmenin sonsuza dek kaybolmuş ikinci kısmı peşinde ebedi bir arayışa mahkûmdur; bu arayış ise şiirsel Osiris imgesine ilksel birliğini iade etmiştir.**

Şaire, şairin bilinçsiz bir parodisine dönüşmüştür. Parodi hem Rus Biçimcileri, hem de Bahtin çevresinde ilgi odağıydı. Sözgelimi Tinyanov parodiyi edebi evrimin itici gücünün bir parçası, tür ve söylemlerdeki evrime işaret eden retorik bir araç olarak görmüştür.

S.252

Bahtin’e göreyse, parodi iki sesli konuşmanın ayrıcalıklı bir biçimi, parodileştirilmiş söylemlerdeki yazarlık iddialarının yabancılaştırılmasına katkıda bulunan bir diyalogdur.

Tırnak İçinde Ölüm / Svetlana Boym
Moder Şairlerle İlgili Kültürel Mitler
metis eleştiri

Hiç yorum yok: